HAZİNE VE MALİYE BAKANI LÜTFİ ELVAN, GAZİANTEP İŞ DÜNYASI İLE BULUŞMA PROGRAMI’NA KATILDI

“Büyüme, ödemeler dengesi ve kamu maliyesi tarafı olumlu sinyaller veriyor”

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, büyüme, ödemeler dengesi ve kamu maliyesi tarafının olumlu sinyaller verdiğini belirterek, “Bu ülkenin ihtiyacı düşük enflasyon ve kur istikrarı. Fiyat istikrarı olmaksızın, sürdürülebilir bir büyüme ve refah artışından bahsedemeyiz.” dedi.

Elvan, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün de katıldığı, Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri’nde düzenlenen “Gaziantep İş Dünyası ile Buluşma Programı”nda, salgın nedeniyle sahalardan uzak kalmak zorunda kaldıklarını aktararak, salgının etkisinin azalmasıyla harekete geçtiklerini ifade etti.

Anadolu’nun nabzını tutmayı, buradaki görüş ve önerileri dinlemeyi son derece önemsediklerini anlatan Elvan, “Gaziantep denince, benim aklıma gözü pek girişimciler, cesaretli ve yenilikten korkmayan sanayiciler geliyor. Son 15 senede ihracat hacmini 8 kat artırabilmiş bir üretim altyapısından bahsediyoruz. Aynı dönemde, Türkiye ihracatındaki artış 3 kata yakın gerçekleşmiş. Ortaya koyduğunuz bu başarılı performans bile başlı başına, bu şehrin dinamizmini, enerjisini ve gelecekte yapabileceklerini çok net gösteriyor.” dedi.

– “Hizmetler sektörü hala zayıf bir performans gösteriyor”

Bakan Elvan, zorlu geçen 2020 yılının ardından küresel ekonomik aktivitenin yeniden toparlanmaya başladığını, üretim ve ticarete ilişkin küresel verilerin, salgın öncesi seviyenin üzerine çıkıldığını gösterdiğini söyledi.

Bu sektörel iyileşmenin tabana yayılmamış olduğuna değinen Elvan, şunları kaydetti:

“Örneğin hizmetler sektörü hala zayıf bir performans gösteriyor, tabi bu zayıf performans da istihdamdaki toparlanmayı etkiliyor. Ekonomik aktivite her ne kadar canlı da olsa, salgın döneminin getirdiği bir takım yapısal sorunlar da var. Bunlardan birisi, küresel enflasyon baskısı. Uygulanan olağanüstü parasal genişleme politikaları, kuraklık, salgınla artan stoklama eğilimi ve tedarik zincirindeki aksamaların da etkisiyle, tüm dünyada emtia fiyatları yükselmeye başladı. Yılbaşından bu yana, petrol fiyatları yüzde 75, endüstriyel metaller yüzde 51 ve tarımsal emtialardaki fiyat artışları yüzde 44 olarak gerçekleşti. Bu durum özellikle para politikaları üzerinde bir baskı unsuru olarak karşımıza çıkıyor. Örneğin Amerika Merkez Bankası tarafından sözlü iletişimde sarf edilen tek bir kelime bile küresel finans piyasasında ani bir dalgalanmaya sebep olabiliyor. Küresel enflasyonun yanı sıra, artan bütçe açıkları ve borçluluk oranları da pek çok ülkenin önünde ciddi bir engel teşkil ediyor.”

“İkinci çeyrekte yüzde 20 civarında büyüme bekliyoruz”

Lüfti Elvan, Türkiye’nin salgın sürecini başarılı bir şekilde yürüttüğünün altını çizerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde proaktif politikalar izlendiğini, doğru zamanda doğru aksiyonlar alınarak, kararlı duruştan taviz verilmediğini söyledi.

Kovid-19 ile mücadelede başta sağlık çalışanları olmak üzere, kamunun tüm birimlerinin iş birliği içinde çalıştığını aktaran Elvan, süreç boyunca salgından etkilenen tüm kesimler için tedbirler aldıklarını, ihtiyaç ve gereksinimler çerçevesinde ilave adımlar atmaya da devam edeceklerini ifade etti.

Elvan, Kovid-19 aşılamasında yaklaşık 45 milyon doz seviyelerine ulaşıldığını hatırlatarak, özellikle son haftalarda önemli bir ivmelenmenin kazanıldığını aktardı.

Bu durumun çok kısa süre içerisinde turizm başta olmak üzere hizmetler sektörüne canlanma getireceğini düşündüğünü ifade eden Elvan, şöyle devam etti:

“Salgınla mücadelede uyguladığımız politikalar, hem geçen seneyi hem de bu yılın ilk çeyreğini büyümeyle kapatmamızı sağladı. Yılın ikinci çeyreğinde de güçlü baz etkisinin etkisiyle çift haneli bir büyüme oranı bekliyoruz, ki yüzde 20’ler civarında bir büyüme oranı bekliyoruz ikinci çeyrek için. Yılın tamamında ise yatırımlar, sanayi üretimi ve dış talebin de etkisiyle orta vadeli programda öngördüğümüz seviyenin üzerinde bir büyüme oranıyla karşılaşmamız muhtemel. İhracat tarafı da oldukça güçlü gidiyor, bu sene ihracatta 200 milyar doların üzerinde bir performansa imza atabileceğimizi öngörüyoruz. Geçtiğimiz sene rekor düzeyde altın ithalatı söz konusuydu, bu alanda şubat ayında yaptığımız düzenlemelerin de etkisiyle altın ithalatında önemli bir yavaşlama görmeye başladık. Dolayısıyla iç talebin ılımlı ve kontrollü bir şekilde devam etmesi ve turizm gelirlerinin artması şartıyla, cari açık tarafında bu sene bir sorun görmüyoruz.”

Bakan Elvan, kamu maliyesi göstergelerinin de hedeflerle gayet uyumlu bir şekilde gittiğini aktararak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bu sene için milli gelire oranla yüzde 3,5’lik bir bütçe açığı hedefi ortaya koyduk. Disiplinli politikalar sonucunda oluşturacağımız bu mali alanı, vatandaşlarımız için kullanmaktan asla çekinmeyeceğiz. Tabi bunu yaparken de orta vadeli bütçe hedeflerimizden sapmayacağız. Kısaca özetlemeye çalıştığım gibi, büyüme, ödemeler dengesi ve kamu maliyesi tarafı olumlu sinyaller veriyor. Peki sorun nerede? Sorun, enflasyonda ve döviz kurunun oynaklığında. Bu ülkenin ihtiyacı düşük enflasyon ve kur istikrarı. Fiyat istikrarı olmaksızın, sürdürülebilir bir büyüme ve refah artışından bahsedemeyiz. Refah için büyüme, büyüme için yatırım, yatırım için de daha az belirsizlik, dolayısıyla da fiyat istikrarı şart. Merkez Bankası, fiyat istikrarına odaklı kararlı duruş sergilemeli. Disiplinli ve öngörülebilir politikalar enflasyonla mücadelede başarı getirecek. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Enflasyonla mücadeleyi elbette sadece para politikası perspektifinden de görmüyoruz. Maliye politikalarımız ve yapısal önlemler de fiyat istikrarını destekler niteliktedir. Hatta gerekmesi durumunda, makro-ihtiyati tedbirleri almaktan da çekinmeyeceğiz. Bizim amacımız, toplumdaki her ferdin refahını artırmak. Bu amaç için, kaliteli bir büyüme patikasına ve daha adaletli gelir dağılımına ihtiyacımız var. İşte tüm bu hedeflere ulaşabilmek için, yüksek enflasyondan kurtulmamız şart. Biz üzerimize düşen tüm görevleri sizlerin de desteği ile yerine getirmekte kararlıyız.”

Üretim, istihdam, yatırım ve ihracatın olmazsa olmaz dörtlü sac ayağı olduğunu aktaran Elvan, bu alanları desteklemek amacıyla bugüne kadar çok farklı vergi istisnaları ve teşvikler getirdiklerini anımsattı.

Bakan Elvan, izlenilen politikalarda temel amacın sanayicilerin yüklerini hafifletmek olduğunu belirterek şöyle konuştu:

“Örneğin, Vergi Usul Kanunumuzda önemli değişiklikler yapacağız. Bunların başında iktisadi kıymetlerin değerlemesine ilişkin düzenlemeler yer alıyor. Değerleme hükümlerini, ekonomide ve uluslararası alanda yaşanan gelişmeleri de dikkate alarak güncelleyeceğiz. Şirketlerin sermaye yapısını güçlendirici ve öz kaynakla finansmanı teşvik edici düzenlemeler yapacağız. Örneğin nakit sermaye artırımında yüzde 50 olarak uyguladığımız kurumlar vergisi indirimini, artırılan sermayenin yurt dışından getirilmesi durumunda yüzde 75 olarak uygulanmasına imkan veren bir düzenleme yapacağız. Yeni yatırımlara yönelik teşvik programlarında, hak edilen yatırıma katkı tutarının, kurumlar vergisi haricindeki diğer vergi ödemelerinden de belli oranda indirilebilmesine imkân sağlayacağız.”

Elvan, yastık altındaki varlıkların ekonomiye kazandırılması noktasında birçok düzenleme yaptıklarını hatırlatarak, Varlık Barışı düzenlemesiyle, yurt dışındaki varlıkların banka veya aracı kurumlara bildirilmesi suretiyle Türkiye’ye getirilerek ekonomiye kazandırılmasını amaçladıklarını belirtti.

Bununla birlikte ülkedeki işletmelerin kayıtları arasında yer almayan varlıklarının da herhangi bir şekilde vergi ve ceza ödemeden kanuni defterlere kaydedilmesini sağladıklarını anlatan Elvan, bu önemli imkândan yararlanmak için hala sürenin bulunduğunu vurguladı.

Elvan, yeniden yapılandırma kanununun da Haziran ayında yürürlüğe girdiğini anımsatarak, “Bu kanunla vergi dairelerine, Gümrük Müdürlüklerine, Sosyal Güvenlik Kurumuna, Büyükşehir Belediyeleri ve diğer belediyelere, il özel idareleri ve YİKOB’lara borcu olan tüm vatandaşlarımızın borçlarının yeniden yapılandırılmasını mümkün kıldık. Yapılandırma Kanunu, ihtilafların sonlandırılması amacıyla dava safhasında olan alacakların da yapılandırılmasına imkân sağlıyor. Yine matrah ve vergi artırımı düzenlemesi konusundaki talepleri dikkate alarak matrah artırımı düzenlemesi yaptık. Buna göre, 2016 ile 2020 yıllarına ait gelir vergisi, kurumlar vergisi, gelir/kurumlar stopaj vergileri, katma değer vergileri için matrah artırımı yapılabilecek. Artırımda bulunulan yıllar ve vergi türleri için vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacak. Böylece işletmelerin geçmiş yerine, artık geleceğe odaklanmalarını istiyoruz. Bahsettiğim bu imkânlardan yararlanmak isteyenlerin başvurularını Ağustos ayı sonuna kadar yapması gerekiyor.” diye konuştu.

“Sermaye piyasaları sizlere çok çeşitli imkânlar sunuyor”

Lütfi Elvan, sanayicilerin gündemindeki en önemli hususlardan birinin şirketlerine uzun vadeli ve uygun koşullarda finansman sağlamak olduğunu bildiklerini söyleyerek, bu konunun kendilerinin de gündeminde olduğunu ifade etti.

Öz kaynakların finansmanının teşvik edilmesi ve halka arzların kolaylaştırılması yoluyla şirketlerin sermaye yapısını güçlendirmek için çalıştıklarını anlatan Elvan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Aslında diyoruz ki, karşınızda sadece bankalar yok, bir de sermaye piyasaları var. Malumunuz sermaye piyasalarına yatırımcılarımızın ve şirketlerimizin ilgisi son dönemde önemli düzeyde arttı. Borsa İstanbul’daki yatırımcı sayısı iki milyonun üzerine çıktı. 2021 yılında yapılan 21 adet halka arzla birlikte halka arz büyüklüğü 11 milyar liranın üzerinde gerçekleşti. Sermaye piyasaları sizlere çok çeşitli imkânlar sunuyor. Örneğin, halka arzlar yoluyla uzun vadeli öz kaynak finansmanı sağlayarak sermaye yapınızı güçlendirebilirsiniz. Halka arz yapan şirketler için getirilen iki puanlık kurumlar vergisi indiriminden faydalanabilirsiniz. Bunlara ek olarak sermaye piyasalarının şirketlerinize dolaylı katkıları da olur. Aile şirketlerinin Türkiye’de ömrü maalesef uzun değil, aile şirketi olmanın zorluklarını kurumsallaşarak aşabilirsiniz. Halka arz sonrası şirketiniz daha görünür ve bilinir hale geleceği için gerek yerli gerekse yabancı şirketlerle iş yapma imkânlarınız artar. Şirketinizin pay değeri borsada şeffaf bir şekilde belirlendiği için, şirket paylarının alınıp satılabilmesi daha kolay hale gelir. Borsada işlem gören şirket paylarını teminat olarak gösterip, kredi imkânlarından daha kolay ve uygun koşullarda faydalanabilirsiniz.”

Elvan, Gaziantep’teki şirketlerinde sermaye piyasalarına istenilen düzeyde ilgi göstermediğini öğrendiğini aktararak, sanayi denilince akla gelen bir kent olan Gaziantep’e bu performansın yakışmadığını ifade etti ve bu toplantının da bu nokta da bir milat olması temennisinde bulundu.

“Girmediğimiz ülke pazarı kalmayıncaya kadar mola yok”

Bakan Elvan, Kredi Garanti Fonu’na teminat verirken gözeteceği ilk unsurun, doğru yere ve doğru işe gidecek kredilerin teminatlandırılması olacağını belirterek, bu seçiciliğin zaman zaman bölge, sektör ve ürün noktasında devreye girebileceğini söyledi.

Kredi Garanti Fonu’nu teminatlı kredileri, tedarik zinciri sistemini güçlendirmek için de kullanacaklarını aktaran Elvan, ihracatçıların finansmana en kolay ve en ucuz şekilde ulaşmasını sağlamak için de önemli adımlarının olacağını söyledi.

Elvan, ihracatçılara sağlanan finansman kaynaklarını daha da artıracaklarını anlatarak, “Önümüzdeki günlerde açıklayacağımız Eximbank kredileriyle, cesur ihracatçılarımızın daha fazla yanında ve yakınında olacağız. Dünyada girmediğimiz bir ülke pazarı kalmayıncaya kadar ne Gaziantep’e ne Türkiye’ye ne de bizlere mola yok. Gün daha büyük işleri hep beraber başarabilme günüdür.” dedi.

Konuşmasında Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e de teşekkür eden Bakan Elvan, hukuk ve ekonominin birbirinden ayrılamayan iki önemli alan olduğunu söyledi.

Lütfi Elvan, hukuk alanındaki çalışmaların ekonominin gelişmesine katkı sağlayacağını belirterek, “Hukuku ekonomiden, ekonomiyi hukuktan ayıramazsınız. Dolayısıyla sayın Bakanımızla çok yakın işbirliği halinde çalışıyoruz. Özellikle iş dünyasının sorun olarak, problem olarak gördüğü alanlara yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bir taraftan ekonomide reform programı, diğer taraftan sayın Bakanımızın öncülük ettiği adalet alanındaki yargı reformu inşallah yatırımcılarımız için çok daha uygun bir yatırım iklimi oluşturacak, iş dünyamızın çok daha fazla güçlenmesine katkı sağlayacaktır diye düşünüyorum.”